Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nihal Bengisu Karaca Yeniden Refah Partisi küskün AK Partili'nin yeni adresi mi? 
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yeniden Refah Partisi küskün AK Partili’nin yeni adresi mi?

        Başlıktan verdiğim soruyu aslında ‘endişeli muhafazakarın yeni adresi olabilir mi?’ diye de sorabilirdim. Ama o ihtimalde sorunun cevabı direkt ‘hayır’ olacağı için ifadeyi ‘küskün AK Partili’ şeklinde değiştirdim.

        Eğer bu bir genel seçim olsaydı bu ‘hayır’ı daha vurgulu kullanırdım.

        Zira endişeli muhafazakarların ya da şehirli muhafazakarların adresi Yeniden Refah olamaz, çünkü AK Parti’de endişe kaynağı olabilecek şeyler Yeniden Refah’ta da mevcut. Partinin adı bile bir noktada bilgi verici. ‘Yeni’ Refah Partisi değil dikkat ederseniz, ‘Yeniden’ Refah Partisi.

        Endişeli muhafazakarlar ahlaklı belediyecilik gibi söylemlere destek verebilecek olsalar da Yeniden Refah’ı her bakımdan ‘eski’ bulan bir topluluk. Hukukun üstünlüğü, çoğulcu demokrasi, güçlendirilmiş parlamenter sistem gibi kavramların peşinden 6'lı Masa'ya şans vermiş bu topluluk genel başkanlığın babadan oğula geçtiği, kadınların hemen hiç görünmediği bir partiye yakın hissetmez. Yeniden Refah Partisi, genel başkanı 5G teknolojisine karşı olan, dünyayı beş ailenin yönettiğine inanan, İstanbul Sözleşmesi ile koruma altına alınmaya çalışılan kadın haklarına itiraz eden ve hatta 6284 sayılı yasaya da husumet besleyen bir parti. Elbette bir yerel seçim söz konusu olacağı için stratejik oy kullanma davranışı her kesim için mümkün. Ancak bu ihtimal gerçekleşse dahi YRP şehirli muhafazakarların kalıcı adresi olmaz.

        “Küskün AK Partililer” için ise durum daha farklı.

        Bu kitlenin dört özelliği var.

        1) AB, AİHM kararları gibi yüksek demokrasi standartları bu kitlenin umrunda değil.

        2) Ancak genel anlamda sosyal, ekonomik, kültürel ve ahlaki değerler açısından bazı uygulamalardan rahatsızlar ve özellikle hayat pahalılığı, torpil ve liyakat konularında şikayetleri var.

        3) İkinci maddeye rağmen Erdoğan’la kıyasıya savaşa girişen yıkıcı bir siyasi tavra karşılar. Erdoğan’ın yaptıklarının tamamen şeytanlaştırılmasını, dindarların haklarına kavuşmalarını sağlaması gibi katkılarının inkar edilmesini, kattığı değerlerin “keenlemyekun”, yani en başından itibaren hepsi yanlışmış gibi yok sayılmasını istemiyorlar.

        4) Bu kitle DEVA Partisi’ni zaten kendisine yakın görmüyor. Ancak 2023 genel seçimlerinde Gelecek ve Saadet Partileri’ne de gitmediler. Bunun nedeni de söz konusu partilerin, lokomotifi CHP olan bir uzlaşı masasına oturmasıydı. Aynı partilerin CHP logosu altında ve CHP sıralarından meclise girmesi de bu kitle tarafından kabullenilmedi. Nedeni 3.maddede yazdıklarım. CHP’yi ve hatta bir ölçüde İYİ Parti’yi de, Erdoğan’ı ve temsil ettiklerini ezip geçecek, dindarlar açısından alınan mesafeyi yok hükmüne geriletecek partiler olarak görüyorlar.

        Anlayacağınız aklı başında herkesin o dönem savunduğu Gelecek, DEVA, Saadet üçlü ittifakı kurulabilseydi bugün YRP’nin yükselişi gibi bir durumdan bahsedilmeyebilirdi. O durumda üçlü ittifak üyesi olan partilerin belki Meclis'te CHP sıralarından meclise girmiş bu kadar çok vekilleri olmayabilirdi ama kendileri ile taban arasında daha güvenilir bir muhataplık ilişkisi kurmuş olacaklarından yerel seçimlerde çok daha fazla şansları olurdu.

        Zira şimdi o taban YRP’ye mi gidiyor?

        O taban YRP’nin 2023 genel seçimlerinde Cumhur İttifakı ile birlikte hareket edip şimdi ayrı baş çekmesini çelişki olarak değil bir samimiyet testinde rüşdünü ispat etme olarak görüyor.

        Genel seçimleri dini ve milli değerler üzerinden hayati bir seçim olarak, yerel seçimi ise hizmet edecek aktörlerin yarışı olarak okuyorlar çünkü.

        Ancak günün sonunda genel seçimlerde 6'lı Masa'da yer alan partilerin AK Parti’den yeterli oyu alamaması durumu ile YRP’nin konumu arasında benzerlikler kurulabilecek bir noktaya da gelinebilir.

        YRP’ye oy verme eğilimi olan taban Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sahalarda birkaç kez verdiği ve yerel seçim günü gelene kadar pek çok kez vereceği mesajdan etkilenebilir. 6'lı Masa'da yer alan partiler nasıl ki “CHP ile aynı masaya oturdular” gerekçesiyle küskün AK Partili’lerin oyundan mahrum kaldılar, YRP de aynı şekilde “CHP’ye kazandırmak için sahaya çıktılar” şeklindeki kodlamalardan YRP açısından olumsuz etkilenebilir.

        Malum kodlamanın özellikle İstanbul nezdinde etkili olabileceğini düşünüyorum. Yani bence Mehmet Altınöz’ün uyandırdığı sempatiyi dikkate almakla beraber, YRP’nin Murat Kurum’a vereceği zararın DEM’in Ekrem İmamoğlu’na vereceği zarar kadar yüksek olacağını sanmıyorum.

        Ancak İstanbul’un bazı ilçelerinde ve “YRP’ye oy verirseniz CHP’nin adayı kazanır” söyleminin etkili olmayacağı bazı Anadolu il, ilçe ve beldelerinde YRP ile ilgili sürpriz oy artışları beklemek gerektiği görüşüne katılıyorum.