Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe Fenerbahçe düşmanlığı! - Fenerbahçe Haberleri

        “Fenerbahçe Düşmanlığı” grip, loğusa humması, prostat büyümesi, beysbol parmağı, zatülcenp hastalıkları gibi yaygın bir hastalık olup, ülkemizde ilk olarak 1907’de görülmüştür. FD, tedavisi olmayan ender hastalıklarından biridir. Belirtileri; Eylül’de ateş yapar, Mart’a doğru nefes darlığı başlar, Nisan sonunda çeneye vurur, Mayıs’ta vücut iflas eder, Haziran gibi biraz durur, Temmuz gibi ateş yapar, Ağustos’ta yine vücudun her yerinde görülmeye başlar.

        Fenerbahçe Düşmanlığı çok belirgin bir hastalıktır. Öyle grip ile nezle gibi değildir. Mesela Appiah, Denizli’ye o golü atsa, Fenerbahçe’nin şampiyonluklarına bir şaibeli şampiyonluk daha eklenecektir. Fakat Fenerbahçe Düşmanlığı öyle hassastır ki, bir santim ile o golü kaçırınca bile gönüllerin şampiyonu olamaz. Fenerbahçe küme düşse

        bile kesin bunun içinde bir şey vardır, zira şaibeli küme düşmüştür. Örneğin Aziz Yıldırım, Bank Asya’da petrol bulmuş olabilir, Anadolu’daki statların altında tarihi eser bulmuş olabilir vs.

        Fenerbahçe Düşmanlığı medeni bölgelerde daha çok görülür. Mesela Emre Belözoğlu, Galatasaray’da oynadığı dönemlerde kim varsa ana avrat girmiştir, arkadan vurmuştur, çirkeftir ama orada 2000 ruhu, UEFA ruhu ile vurmuştur. Fenerbahçe’deki Emre başkadır. O orada Emre Garezoğlu’dur. O Fenerbahçe’de yaptı mı dünyanın en şerefsizidir. Mesela Beşiktaş Lugano’yu alsa, Uruguay’ın kaptanını aldık olur, Fenerbahçe alınca Uruguay’ın ayısını aldık olur.

        Fenerbahçe Düşmanlığı çok teknolojiktir. Mesela geçenlerde Emre Belözoğlu msn’den mesaj atıp takımına şampiyonluk getirmiştir. UEFA finalinde de

        Henry’e yahoo’dan yazan Emre, aynı rahatlıkla kupayı müzesine götürmüştür.

        Fenerbahçe Düşmanı olan hastamız, çok ufak da olsa biraz ayrımcıdır. Arda Turan Fenerbahçeli olsa, Galatasaraylı Semih’e ve Baroni’ye vursa, Galatasaray marşı çalan seyirciye tekme tokat girse, Fenerbahçeli yorumcu Gökmen Özdenak’a şerefsiz dese Türkiye’nin en terbiyesiz, en küstah Türkiye’ye yakışmayan futbolcusu olacaktır. Fakat Galatasaraylı olunca Metin Oktay’ın pazubandını takabilir, Türkiye’nin Messi’si olabilir veya 30 milyon pound’a Avrupa’ya gidebilir. Zira o Galatasaraylıdır.

        Fenerbahçe Düşmanlığı ultra standarttır. Mesela Aziz Yıldırım’ın da, Nihat Özdemir’in de, Mahmut Uslu’nun da sadece annesine küfür edilir. İddia ediyorum Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe’de 2 sene teknik direktörlük yapsa onun bile validesine küfür

        edilir. Ama yine sadece annesine küfür edilir.

        Hastalığın tanımı bu kadar. Şimdi sizler beni Aziz Başkan’ın uşağı sanıp e-mail bombardımanına başlamadan ben sizlere bir reçete yazayım. Okuyun, ondan sonra küfür edin.

        Ben demiyorum ki, Emre Belözoğlu, Lugano, Aziz Yıldırım iyidir, peygamber gibidir.

        Ben demiyorum ki, Fenerbahçe her konuda haklıdır.

        Ama sen zannediyor musun ki Sadri Şener ve diğerleri bütün bunları bilerek ve inanarak söylüyor?

        Sen zannediyor musun ki Adnan Polat veya diğerleri onları söylerken ve siz onları okurken, o Aziz Yıldırım ile Papermoon’da başka işler bitirmiyor ve kıs kıs gülmüyor?

        Sen ne zannediyorsun bilmiyorum.

        Ama mal bu.

        Hakemi ile, medyası ile, seyircisi ile, futbolcusu ile Türk Futbolu bu.

        Adamlar seni ortaya almışlar, eviriyorlar, çeviriyorlar, sen hala ofsaytı, penaltıyı tartışıyorsun.

        Adamlar Güiza’dan, Carrusca’dan, Tabata’dan, İsmail Köybaşı’ndan ne paralar yediler, sen hala biber gazı yiyorsun. Ve “Sen” hala o pozisyon ofsayttı diyorsun.

        Asıl ofsayttaki sensin, birader sen.

        Herkes bir anda ileri çıkınca, sen gerizekalı gibi ofsaytta kaldın.

        Sadece haberin yok.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ